Cumhuriyet dönemi, Türkiye’nin tarihsel sürecinde köklü bir değişimin yaşandığı bir dönemdir. Bu değişim, sadece siyasi ve sosyal alanları değil, aynı zamanda iletişim alanını da derinden etkilemiştir. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, modernleşme çabaları hız kazanmış ve bu çabalar, toplumsal yaşamın her alanında olduğu gibi iletişimde de önemli dönüşümlere yol açmıştır. İletişim araçlarının çeşitlenmesi ve gelişmesi, bireylerin bilgiye ulaşımını kolaylaştırmış, toplumsal etkileşimi artırmış ve düşünce dünyasında yeni ufuklar açmıştır.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında, iletişim alanında atılan adımlar arasında en dikkat çekeni yazılı basının gelişimidir. Gazeteler, dergiler ve broşürler, halkın bilgilendirilmesi ve eğitilmesi açısından büyük bir öneme sahip olmuştur. Özellikle Cumhuriyet’in ilanından sonra, Türkçe’nin sadeleştirilmesi ve halkın anlayabileceği bir dil ile yazılan yayınların çoğalması, iletişimdeki en önemli dönüşümlerden biri olmuştur. Bu süreçte, halkın okuryazarlık oranının artmasıyla birlikte, basılı yayınlara olan talep de artmış, bu durum da iletişimin yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır.
Radyo, Cumhuriyet döneminin en önemli iletişim araçlarından biri haline gelmiştir. 1927 yılında kurulan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT), radyo yayıncılığının başlamasıyla birlikte, halkın bilgiye ulaşma biçimini değiştirmiştir. Radyo, sadece haber iletmekle kalmamış, aynı zamanda eğlence ve kültürel öğelerin aktarılması açısından da önemli bir rol oynamıştır. Özellikle savaş yıllarında ve zor zamanlarda, radyo halkın moral kaynağı olmuş, ulusal bilincin güçlenmesine katkıda bulunmuştur. Radyo ile birlikte, toplumun farklı kesimlerinin sesini duyurması mümkün hale gelmiş, bu da toplumsal dinamiklerin değişmesine yol açmıştır.
Televizyonun Türkiye’de yaygınlaşması ise 1960’lı yıllarda başlamıştır. Televizyon, görsel iletişim imkanları sunması nedeniyle, halkın düşünce dünyasını derinden etkilemiştir. Görsel imgelerin, sesin ve hareketin bir araya gelmesi, izleyicilerin duygusal bağ kurmasını kolaylaştırmış, bu da iletişimin daha etkili olmasını sağlamıştır. Televizyon, aynı zamanda kitle kültürünün oluşumuna da zemin hazırlamıştır. Dizi ve programlar aracılığıyla toplumun ortak değerleri, sorunları ve gündemi şekillenmiştir. Bu durum, bireylerin düşünce yapılarını etkilemiş ve toplumsal normları yeniden şekillendirmiştir.
Günümüzde ise dijital iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, iletişimin doğası tamamen değişmiştir. İnternetin hayatımıza girmesi, bilgiye erişimi kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. Sosyal medya platformları, bireylerin kendilerini ifade etme biçimlerini dönüştürmüş, aynı zamanda toplumsal hareketlerin ve değişimlerin hızlı bir şekilde yayılmasına olanak tanımıştır. Artık herkesin bir ses olabildiği, düşüncelerini paylaşabildiği bir ortamda, iletişim dinamikleri de farklı bir boyuta taşınmıştır. Ancak bu durum, bilgi kirliliği ve yanlış bilgilendirme gibi sorunları da beraberinde getirmiştir. Doğru bilgiye ulaşmanın zorluğu, bireylerin eleştirel düşünme yetilerini geliştirmelerini zorunlu hale getirmiştir.
Cumhuriyet dönemi iletişim alanındaki dönüşümler, sadece teknolojik gelişmelerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda toplumsal yapıyı, kültürel etkileşimi ve bireylerin düşünce dünyasını da derinden etkilemiştir. Bu değişimlerin sonuçları, günümüzde hâlâ hissedilmektedir. İletişim, bireyler arası ilişkileri şekillendirmenin yanı sıra, toplumsal hareketlerin ve değişimlerin de temel dinamiğini oluşturmaktadır. Her yeni iletişim aracı, toplumun evrimine katkıda bulunmuş ve bireylerin kendilerini ifade etme biçimlerini değiştirmiştir. Bu dönüşüm süreci, sadece geçmişle sınırlı kalmayıp, gelecekte de devam edecektir.
